BUDA ROMANTİK ACI |
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ!!!
İYİ VAKİT GEÇİRMENİZ DİLEĞİMLE. BY:
(SEFA GÖDEOĞLU)
Bu Blogda Ara
11 Aralık 2011 Pazar
baharat dünyası uluslararası pazar
baharat dünyası uluslararası pazar
TÜRK BAHARAT VE PUL BİBER ÜRETİCİLERİ SİZCEDE YURTDIŞI PAZARLARA AÇILMA ZAMANI GELMEDİMİ?
ALMANYA BAHARAT VE PULBİBER İTAHALATÇILARININ İLETİŞİM BİLGİSİNİ SİZLER İÇİN SİTEMDE TOPLADIM.SADECE BİR TIK ÖTENİZDE...
BİR SONRAKİ YAZIMDA SİZLER İÇİN MACARİSTAN BAHARAT VE PUL BİBER İTHALATÇILARININ İLETİŞİM ADRESLERİNİ YAYINLAYACAĞIM...
SAYGILARIMLA; (SEFA GÖDEOĞLU)
ALMANYA BAHARAT VE PULBİBER İTAHALATÇILARININ İLETİŞİM BİLGİSİNİ SİZLER İÇİN SİTEMDE TOPLADIM.SADECE BİR TIK ÖTENİZDE...
BİR SONRAKİ YAZIMDA SİZLER İÇİN MACARİSTAN BAHARAT VE PUL BİBER İTHALATÇILARININ İLETİŞİM ADRESLERİNİ YAYINLAYACAĞIM...
SAYGILARIMLA; (SEFA GÖDEOĞLU)
baharat dünyası uluslararası pazar
baharat dünyası uluslararası pazar
Avrupa'nın ilk tercih edilen baharat markalarından biri olanKotanyi, dünyanın her tarafından topladığı ot ve baharatları tutku dolu aşçıların mutfaklarına getirerek onlara il ham vermeyi amaçlıyor. Janos Kotanyi, 1881 yılında memleketi Macaristan'da kurduğu küçük kırmızı toz biber (paprika) de ğirmenleri ile başladığı lezzet yolculuğunda, 128 yıllık büyük bir aile şirketinin temellerini attı. 1884 yılında açüğı ilk şubesin den bugüne kadar dört neslin büyüterek sürdürdüğü Kotanyi markası, Avrupa'dan sonra şimdi de Türkiye'de.
Kotanyi Baharat, Türkiye pazarına girdi. Yaklaşık 20 Av rupa ülkesinde faaliyet gösteren firma, ekim ayı itibariy le pet kavanoz, poşet ve değirmen paketleri olmak üzere 66 ürün çeşidiyle raflardaki yerini aldı. Kotanyi GmbH CEO'su ve şirketin 4. nesil temsilcisi Erwin Kotanyi, "Bu coğrafyada bü yüme potansiyeli var. Burada kalmak isti yoruz. Bu nedenle de Türkiye pazarına girmeye karar verdik" dedi. Türkiye'de bin 200'ü aşkın ulusal zincir satış noktasında yer aldıklarını ve bu sayıyı 2010 itibariyle bin 600'e çıkaracaklarını kaydeden Kotanyi, or ta gelir seviyesi üstündeki kesime hitap ettiklerini belirterek, "Ürünlerimi zi piyasanın yüzde 10-15 üze rinde fiyatla satıyoruz" dedi. Türkiye'de yaklaşık 75 milyon Euro'luk paket lenmiş baharat pazarı olduğunu söyleyen CEO Kotanyi, 2009 yılında hızlı mallannda yüzde 4'lük bir büyüme olduğunu söyledi. Öte yandan Türkiye'de perakende paza rının çok iyi yapılandığını kaydeden Erwin Kotanyi, "Türkiye'de organize perakendecilerin ağırlığı giderek artıyor. Bizde yaklaşık 37 milyon Euro'luk organize baharat pa zarından yüzde 20'lik bir pay almak istiyoruz" dedi. Ba harat satın alma alışkanlıklarında ambalajlı ürün lerin daha çok tercih edildiğini kaydeden Kotanyi, "Tüketicilerin yüzde 88;i markalı ve paketlen miş ürünleri tercih ediyor. Yüzde 67;si ise ta nınmış imalatçı ve markaların paketlenmiş ba-haratlarını alıyor. Bu sıralamada yüzde 21'lik kesim ise öncelikle tanınmış imalatçı ve mar kalarını tercih etmekle birlikte zaman zaman açık ürünlere de yöneldiği görülüyor.Tüketicilerin sa dece yüzde 12'lik bir kısmı pazardan açık ürün almayı tercih ediyor" diye ko nuştu. Erwin Kotanyi, "2010 yı lı itibariyle 3'ü tatlı olmak üzere, 8 yeni değirmen ka paklı ürünü ve salata mix'i ürünlerini piyasaya sürece ğiz. Ayrıca aynı yıl defne yap rağı ve anason gibi baharatları da üreterek çeşitlerimizi artı racağız" diye konuştu.
Yılda 75 milyon Euro'luk (162 milyon TL) hacme ulaşan ambalajlı baharat pazarı, yabancı üreticilerin de ilgisini çekmeye başladı. Pek çok şirketin fırsat kolladığı Türkiye pazarına ilk piren şirket ise Avrupa'nın baharat devi oIdu.
128 yıl önce Macaristan'da kurulan firma, 66 farklı baharatını Migros, Tansaş, Carrefoursa, Metro, Bizim ve Kiler gibi marketlerde satışa sundu.
AMBALAJLI BAHARAT PAZARI |
Firma Pazar payı (%)
Bağdat 50
Arifoglu 16
Damak 3
Çınar 3
Diğerleri 28
kaynak: www.kotanyi.com |
bazı baharatlar ve latinceleri
bazı baharatlar ve latinceleri
-KIRMIZI PUL BİBER:Red Pepper
-ZERDEÇAL: Curcuma longa L.
-ZENCEFİL: Zingibar officinale Roscoe
-YENİBAHAR: Pimenta dioica L.
-TARHUN: Artemisia dracunculus L.
-TARÇIN: Cinnamomun
-SUSAM TOHUMU: Sesamum indicum L.
-SUMAK: Rhus coriaria L.
-SAFRAN: Crocus sativus L.
-REZENE: Foeniculum vulgare Mill. Var.dulce
-OKALİPTUS YAPRAĞI: Eucaliptus camaldulensis Dennhardt
-NANE: Mentha
-MAHLEP: Prunus mahalep L.
-KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ: Myristica fragrans Houttuyn
-KUŞÜZÜMÜ: Vitis vinifera L.
-KİŞNİŞ: Coriandrum sativum L.
-KİMYON: Cuminum cyminum L.
-KEKİK: Origanum,Satureja,Thymus,Thymbra,Majorana
-KARAMAN KİMYONU-FRENK KİMYONU: Carum carvi L.
-KAKULE: Elettaria cardamomum L.
-HİNDİSTAN CEVİZİ: Cocos nucifera
-HAŞHAŞ: Papaver somniferum L.
-HARDAL: Brassica nigra L.
-FESLEĞEN-REYHAN: Ocimum basilicum L.
-DEFNE YAPRAĞI: Laurus nobilis L.
-ÇÖREKOTU: Nigella sativa L.
-ÇEMENOTU-BUY: Trigonella foenum-graecum L.
-ÇAM FISTIĞI: Pinus pinea L.
-BİBERİYE: Rosmarinus officinalis L.
-ANASON: Pimpinella anisum L.
-KARANFİL: Eugenia caryophyllata Thunb.
-KARABİBER: Piper nigrum L.
-ZERDEÇAL: Curcuma longa L.
-ZENCEFİL: Zingibar officinale Roscoe
-YENİBAHAR: Pimenta dioica L.
-TARHUN: Artemisia dracunculus L.
-TARÇIN: Cinnamomun
-SUSAM TOHUMU: Sesamum indicum L.
-SUMAK: Rhus coriaria L.
-SAFRAN: Crocus sativus L.
-REZENE: Foeniculum vulgare Mill. Var.dulce
-OKALİPTUS YAPRAĞI: Eucaliptus camaldulensis Dennhardt
-NANE: Mentha
-MAHLEP: Prunus mahalep L.
-KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ: Myristica fragrans Houttuyn
-KUŞÜZÜMÜ: Vitis vinifera L.
-KİŞNİŞ: Coriandrum sativum L.
-KİMYON: Cuminum cyminum L.
-KEKİK: Origanum,Satureja,Thymus,Thymbra,Majorana
-KARAMAN KİMYONU-FRENK KİMYONU: Carum carvi L.
-KAKULE: Elettaria cardamomum L.
-HİNDİSTAN CEVİZİ: Cocos nucifera
-HAŞHAŞ: Papaver somniferum L.
-HARDAL: Brassica nigra L.
-FESLEĞEN-REYHAN: Ocimum basilicum L.
-DEFNE YAPRAĞI: Laurus nobilis L.
-ÇÖREKOTU: Nigella sativa L.
-ÇEMENOTU-BUY: Trigonella foenum-graecum L.
-ÇAM FISTIĞI: Pinus pinea L.
-BİBERİYE: Rosmarinus officinalis L.
-ANASON: Pimpinella anisum L.
-KARANFİL: Eugenia caryophyllata Thunb.
-KARABİBER: Piper nigrum L.
kırmızı biberin faydaları-2
kırmızı biberin faydaları-2
1- Mide sularını salgılarını teşvik eder artırır.
2- Şiddetli baş ağrılarında ağrı kesici özelliği vardır.
3- Damar tıkanıklıklarını açar.
4- Soğu algınlığı ve üşütmelerde faydalıdır.
5- Susam yağı ile mayi haline getirilip soğuk algınlığı ve romatizma nedenlerle ağrılı yerler masaj yapılırsa ağrıyı keser.
6- Kolesterolün düşürülmesinde etkilidir.
7- Vücutta ki iltihaplanmaların iyileşmesinde etkilidir.
8- İştah açıcı olarak kullanılır.
9- Acı kırmızı biberin mide ve bağırsaklara zararlı bir etki yapmadığı test edilerek anlaşılmıştır.
10- Kanser hücrelerini yok ettiği bilimsel olarak ispatlanmıştır. (İhtiva ettiği kapsaisin maddesi nedeniyle).
11- Mide ve bağırsaklar da gaz birikmesini önler.
12- İdrar ve ter salgılamasını artırır.
13- İshali keser.
14- Akciğerdeki aşırı salgıyı temizler.
15- sinüsleri temizleyerek sinüzitlerin iyileşmesinde yardımcı olur.
16- Ağrı azaltıcıdır.( Vücut biberin yakıcı etkisine karsı morfine benzer endorfin salgılayarak cevap verir.)
17- Yüksek kan basıncını direk olarak azaltır.
18- Peptik ülserin iyileşmesine yardımcı olur.
19- Gastrik ülserin iyileşmesini hızlandırır.
20- Mide mukozasını aspirin ve alkolün zararlı etkilerinden korur.
21- İhtiva ettiği histaminin maddesi nedeniyle kafa derisinde kelleşmiş bölgelerin saçların yeniden çıkmasını sağlayabilir.
22- Mide ekşimelerini giderir.
23- Fazla kilolu kişiler kullandığında bazal metabolizmayı hızlandırdığı için kilo kaybı çalışmalarında faydalıdır.
Kırmızı biberiniçerisinde bol miktarda bulunan kapsaisin maddesi insan sağlığı üzerinde birçok olumlu etkiyesahiptir.
- Kırmızı biber kolesterol düşürücü, mide asidini düzenleyici ve mikrop öldürücü etkilere sahiptir.
- Sanıldığının aksine kırmızı biber zayıflatıcı etkide gösterir.
- Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini arttırır.
- Terlemeyi arttırır, gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir
- Kanser riskini azaltır, serinlik verir.(sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur.)
- Öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yaıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolestrol birikimini önler.
Görüldüğü gibi kırmızı biberin tatlısı da, acısı da, vücudumuz için çok faydalı bir besinimizdir. Bugünlerde bol miktarda bulunduğu için ama kurutarak, ama turşusu yapılarak, ama salçası yapılarak devamlı kullanacağımız halde tutmak akıllıca olacaktır. Bilhassa içki içen arkadaşlarımız Kırmızı tatlı biber turşusunu veya salatasını masalarından eksik etmesinler. Çünkü alkolün mideye verdiği tahrifatı en aza indiren müthiş lezzetli bir mezedir.Kırmızı Biberin Sağlığımıza Faydaları
Kırmızı biberin faydaları
Kırmızı biberin faydaları
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necat Yılmaz, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin''in, kanser başta olmak üzere
birçok sağlık sorununda olumlu etkiye sahip olduğunu belirlediklerini söyledi.
Prof. Dr. Necat Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kırmızı biberin insan sağlığı üzerine etkilerini inceleyen çalışma yaptıklarını belirtti. Çalışma sonuçlarına göre; kırmızı biberin içerisinde bol miktarda bulunan ''Kapsaisin'' maddesinin insan sağlığı üzerine birçok olumlu etkiye sahip olduğunu belirlediklerini ifade eden Yılmaz, ''Örneğin ağrı kesici ve iltihap çözücü etkisini P- maddesi yok ediyor, kanser önleyici etkisini ise içindeki kırmızı karotenoid maddesi sağlıyor. Ayrıca kırmızı biberin kolesterol düşürücü, mide asidini düzenleyici ve mikrop öldürücü etkilere sahip. Sanıldığının aksine kırmızı biber zayıflatıcı etki de gösteriyor'' diye konuştu.
Yılmaz, bu faydaların sağlıklı kurutulmuş ya da taze yenilen kırmızı biber de görüldüğünü bildirdi. Kırmızı biberin insan sağlığı üzerindeki faydalı etkilerini
gösteren birçok temel çalışmanın mevcut olmasına rağmen Türkiye'deki araştırmacıların bu konu ile yeterince ilgilenmediğini savunan Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
''Ne yazık ki, ülkemizin araştırmacıları kırmızı biberle ilgili konuya yeterli derecede ilgi göstermemiş ve bu konuda sınırlı sayıda çalışma yapılmış. Uzakdoğu ve batılı araştırmacılar bu konuda daha fazla araştırmaya yer vermişler. Halbuki biber üretimi ve tüketiminde ülkemiz eşsiz. Bu çalışma ile amacımız ülkemiz araştırmacılarının, halkımızın ve kamuoyunun dikkatini bilimsel veriler ışığında kırmızı biber üzerine çekmektir.''
KANSERİ ÖNLÜYOR
Yılmaz, geçtiğimiz yıllarda ABD'de bilim adamları tarafından yapılan araştırma sonucuna göre, kırmızı biberin içinde etkin olarak bulunan ve acılığını veren bir maddenin, prostat kanseri hücrelerinin ''intiharına'' neden olduğunu ortaya çıkarıldığını anımsattı.
Los Angeles'teki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin'', kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak yok olmalarını sağladıklarını anlatan Yılmaz, araştırmada, laboratuar farelerine nakledilen kanserli insan prostat hücrelerinin yüzde 80'inin ''kapsaisin'' karşısında imha olduklarının ortaya çıktığını kaydetti.
Yılmaz, sonuçları Kanser Araştırması dergisinde de yayınlanan bilgileri inceleme fırsatı bulduğunu, kapsaisinin, insanlarda kanserli prostat hücre kültürleri üzerinde, yayılmayı önleyen güçlü etkisi bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, dünyada 700 bin erkeğin prostat kanserine yakalandığına dikkati çekti.
KIRMIZI BİBER (İSOT)-CAPSİCUM-ANİTUM
Halk arasında isot (ısı otu), bilim çevrelerinde ise ''capsicum anitum'' adıyla bilinen kırmızı acı biber, sevilerek tüketilen ve kültürü yapılan bir bitki.
Anavatanının Meksika olduğu sanılan ve Azteklerin yazılı belgelerinde söz ettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15. yüzyılın sonlarında geldi, 16. yüzyılda kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına yayıldı. Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise, bu bitki 17. yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı. Hint ve Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilmekte ve tüketilmekte.
L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını ''capsaicin- kapsaisin'' koymuştu.
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necat Yılmaz, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin''in, kanser başta olmak üzere
birçok sağlık sorununda olumlu etkiye sahip olduğunu belirlediklerini söyledi.
Prof. Dr. Necat Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kırmızı biberin insan sağlığı üzerine etkilerini inceleyen çalışma yaptıklarını belirtti. Çalışma sonuçlarına göre; kırmızı biberin içerisinde bol miktarda bulunan ''Kapsaisin'' maddesinin insan sağlığı üzerine birçok olumlu etkiye sahip olduğunu belirlediklerini ifade eden Yılmaz, ''Örneğin ağrı kesici ve iltihap çözücü etkisini P- maddesi yok ediyor, kanser önleyici etkisini ise içindeki kırmızı karotenoid maddesi sağlıyor. Ayrıca kırmızı biberin kolesterol düşürücü, mide asidini düzenleyici ve mikrop öldürücü etkilere sahip. Sanıldığının aksine kırmızı biber zayıflatıcı etki de gösteriyor'' diye konuştu.
Yılmaz, bu faydaların sağlıklı kurutulmuş ya da taze yenilen kırmızı biber de görüldüğünü bildirdi. Kırmızı biberin insan sağlığı üzerindeki faydalı etkilerini
gösteren birçok temel çalışmanın mevcut olmasına rağmen Türkiye'deki araştırmacıların bu konu ile yeterince ilgilenmediğini savunan Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
''Ne yazık ki, ülkemizin araştırmacıları kırmızı biberle ilgili konuya yeterli derecede ilgi göstermemiş ve bu konuda sınırlı sayıda çalışma yapılmış. Uzakdoğu ve batılı araştırmacılar bu konuda daha fazla araştırmaya yer vermişler. Halbuki biber üretimi ve tüketiminde ülkemiz eşsiz. Bu çalışma ile amacımız ülkemiz araştırmacılarının, halkımızın ve kamuoyunun dikkatini bilimsel veriler ışığında kırmızı biber üzerine çekmektir.''
KANSERİ ÖNLÜYOR
Yılmaz, geçtiğimiz yıllarda ABD'de bilim adamları tarafından yapılan araştırma sonucuna göre, kırmızı biberin içinde etkin olarak bulunan ve acılığını veren bir maddenin, prostat kanseri hücrelerinin ''intiharına'' neden olduğunu ortaya çıkarıldığını anımsattı.
Los Angeles'teki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde ''kapsaisin'', kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak yok olmalarını sağladıklarını anlatan Yılmaz, araştırmada, laboratuar farelerine nakledilen kanserli insan prostat hücrelerinin yüzde 80'inin ''kapsaisin'' karşısında imha olduklarının ortaya çıktığını kaydetti.
Yılmaz, sonuçları Kanser Araştırması dergisinde de yayınlanan bilgileri inceleme fırsatı bulduğunu, kapsaisinin, insanlarda kanserli prostat hücre kültürleri üzerinde, yayılmayı önleyen güçlü etkisi bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, dünyada 700 bin erkeğin prostat kanserine yakalandığına dikkati çekti.
KIRMIZI BİBER (İSOT)-CAPSİCUM-ANİTUM
Halk arasında isot (ısı otu), bilim çevrelerinde ise ''capsicum anitum'' adıyla bilinen kırmızı acı biber, sevilerek tüketilen ve kültürü yapılan bir bitki.
Anavatanının Meksika olduğu sanılan ve Azteklerin yazılı belgelerinde söz ettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15. yüzyılın sonlarında geldi, 16. yüzyılda kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına yayıldı. Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise, bu bitki 17. yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı. Hint ve Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilmekte ve tüketilmekte.
L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını ''capsaicin- kapsaisin'' koymuştu.
acı biberin faydaları
acı biberin faydaları
KIRMIZI BİBERİN FAYDALARI
Yurdumuzun birçok yöresinde üretilen kırmızı biber, bulaşıcı hastalıklara karşı son derece etkili bir besindir. Vücudun direncini artırmada ve virütik hastalıklara karşı güçlü hale gelmesinde önemli rol oynar. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendirir. 100 gram kuru kırmızı biberde; - 318 kalori enerji, - 148 miligram kalsiyum, - 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), - 8,1 gram su, - 2 bin 14 miligram potasyum, - 41 bin 610 IU A vitamini, - 12 gram protein, - 293 miligram fosfor, - 15 miligram B3 vitamini, - 17,3 gram yağ, - 152 miligram magnezyum, - 2 miligram B2 vitamini, - 56,6 gram karbonhidrat, - 30 miligram sodyum, - 1 miligram B1 vitamini, - 24,9 gram lif, - 8 miligram demir - Ve diğer organik bileşikler bulunur. ETKİLERİ Kırmızı biber; - Mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır. - Sindirimi kolaylaştırır. - Romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir. - Kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. - Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. - Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur). - Öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır. - Sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır. - Vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar. Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.
Yurdumuzun birçok yöresinde üretilen kırmızı biber, bulaşıcı hastalıklara karşı son derece etkili bir besindir. Vücudun direncini artırmada ve virütik hastalıklara karşı güçlü hale gelmesinde önemli rol oynar. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendirir. 100 gram kuru kırmızı biberde; - 318 kalori enerji, - 148 miligram kalsiyum, - 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), - 8,1 gram su, - 2 bin 14 miligram potasyum, - 41 bin 610 IU A vitamini, - 12 gram protein, - 293 miligram fosfor, - 15 miligram B3 vitamini, - 17,3 gram yağ, - 152 miligram magnezyum, - 2 miligram B2 vitamini, - 56,6 gram karbonhidrat, - 30 miligram sodyum, - 1 miligram B1 vitamini, - 24,9 gram lif, - 8 miligram demir - Ve diğer organik bileşikler bulunur. ETKİLERİ Kırmızı biber; - Mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır. - Sindirimi kolaylaştırır. - Romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir. - Kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. - Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. - Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur). - Öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır. - Sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır. - Vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar. Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.
Acı biberin Osmanlı İmparatorluğu’ndan Kuzey Avrupa’ya uzanan serüveni
Acı biberin Osmanlı İmparatorluğu’ndan Kuzey Avrupa’ya uzanan serüveni
Sabah, kahvaltımdaki yeşil biberin acı olmaması kuru kırmızı bibere el atmama neden oldu. Süs biberi tabir edilen acı biberlerimin özellikle kışın benim için bir mücevherden daha değerli olduğunu anladığım anlar aslında çoktur. Daha iri olup da ipte kurutulan çeşidini de kullanırım biberin ama bazen ipten çekmek yerine bir kavanozda sakladığım süs biberlerine ulaşmak, leblebi çekirdek misali daha pratik.
Eskiden kışın yeşil biber bulunmadığından zaten kışın sadece kurutulmuş kullanılırdı. Kuru biber Ege mutfağında özellikle kışın yapılan tarhana çorbasının içine konur. Kuru fasulye de lezzetini buruşuk yüzeyinin altında gizleyen bu biberden alır. Hele hele kıymalı pırasaya biber hem estetik hem lezzet olarak pek yakışır. Çiğden yapılan lahana ya da haşlanarak yapılan ıspanak kökü salatası da közlenip ufalanarak üzerlerine serpilen kırmızı biberden mutlaka nasibini alır. Közlemenin amacı muhtemelen biberi daha iyi ufalanır hale getirmektir ama bu işlem bibere farklı bir lezzet katar. Nitekim İspanyollar, tadı sadece kurutulmuş biberden farklı olan kuru füme kırmızı biberleri ile başka mutfaklarda fink atmakta.
Kırmızı biberin serüveni şöyle bir bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu"nun sınırları içinde yoğunlaşıyor. Örneklersek, Suriye, Tunus mutfakları acı bibere adeta tapar... Osmanlı sınırları dışında kalmış olan Kuzey Avrupa’ya doğru gidildiğinde hele, acı biber yemeklerden elini eteğini iyice çeker. Ancak Türk kültürünün etkin olduğu Macaristan"da kırmızı biber paprika adıyla baş tacı edilir. Kulaşı, orada söylendiği gibi gulaş yemeğinin tek baharatıdır. Macaristan da kırmızı biber acılık dozuna göre değerlendirilir. Zira her biberin acılık dozu farklıdır.
Kebapta ve turşuda lezzeti artırıyor
Rumelilerin yaptığı turşuda, acı biber tavana vurur. Turşuya da acı öyle bir yakışır ki... İzmir’de sokakta satılan turşunun suyunun acısını satıcısı dileğe göre ayarla. Osmanlı coğrafyasına serpiştirilmiş olan kırmızı acı biber kullanımı ile ortaya çıkan bölgesel mutfaklarımızdan biri de Güney ve Doğu Anadolu. Gaziantep biberi Urfa’da kurutulanına benzemez, keza Maraşlılar da kendine özgü tadı olan biberlerini tanıtmakta yarışı göğüsledi. Bu üç pul biber çeşidi farklı olduklarından bu kentlerin adıyla satılırlar. Sadece Urfa biberinin adı isot olarak anılmaktadır. Ancak komşu Suriye’nin Halep kentinin biberi de yarışı önde götürüyor. Biber çeşitlerinin acılık oranı farklı olsa da, kışlık olarak hazırlanan biberin hazırlanışlarındaki farklılıklar da kuşkusuz lezzetlerini etkiler.
Güney ve Doğu yemeklerinde ve kebaplarında kullanılan bu biber çeşitleri dolayısıyla yemeklerin lezzetlerini etkiler. Diğer bölgeler bu mutfakları daha çok kebaplarıyla tanıdıklarından, kullanıldıkları yerlerde kebapları anımsatmaları kaçınılmaz oluyor. Buna rağmen hangi bölgede olursa olsun biberin kurutulma tarzı genel olarak değişmiyor.
Anadolu’nun Doğu’sunda da Batı’sında aynı yöntem uygulanır. Lezzetteki değişiklik kullanılan biberin cinsinden, katılan tuzun ve yağın miktarı ile cinsi ile alakaladır. Yönteme göre; iyice kurutulan biberler tahta ya da taş dibekte dövülür. Dövülürken az zeytinyağı katılır. Nedeni dövülen biberin tozutup göze kaçmasına engel olmaktır. Dövülüp elenen biber çok az zeytinyağı ve az tuz eklenerek tepsilerde, güneşte biri iki gün daha olgunlaşması için bırakılır. Geceleri çiğ tutmaması için içeri alınır. Renginin kararmasına yol açtığından Egeliler kırmızı rengini koruması için zeytinyağının az konması hususunda hassasiyet gösterirler. Çok miktarlada üretim için kurutulan biber değirmenlere götürülür.
Benim damak tadım eğer klasik mutfağımızın yemeklerinde kullanılacaksa, Ege’de yapılan toz kırmızı bibere daha yatkın. Bunun için kışlık biberimi buradan tedarik ederim. Ancak hiç katıksız bir lezzet istiyorsam, yine de tek yöntem biberi bütün olarak kullanmaktır. Her aşama biberin lezzetine bir şey kattığından yalın bir tat alınmak isteniyorsa, işlem görmemiş kuru bibere müracaat etmek durumundayız.
baharat pazar araştırması
baharat pazar araştırması
AB’YE İHRACAT OLANAKLARI-SEKTÖREL PAZAR ARAŞTIRMALARI - 3
AB BAHARAT ÜRÜNLERİ PAZARI
Ülkemiz tarım ve gıda ürünleri ihracatında dünyada belli bir seviyeye
ulaşmıştır. Ancak kapasitemizin arttırılması ve ihracatımızın sağlıklı gelişiminin
sağlanması için ürün çeşitlendirilmesi, yeni üretim ve teknoloji geliştirme, ürün
adaptasyonu gibi alanlarda çalışmaların arttırılması gerekmektedir.
Global rekabet ve tüketiciyi koruma eğilimleri nedeniyle uluslararası
standartlar üst seviyelere çıkmış, üreticilerin Kalite Gıda Güvenliği, Gıda
Hijyeni, İyi Laboratuar Uygulamaları, Eurepgap, HACCP türü standartlara
uygun üretim yapmaları gündeme gelmiştir. Bu alanda da ihracatçılarımızın
gerekli çalışmaları yürütmesi kaçınılmaz olmuştur.
Ülkemiz baharat ürünleri ihracatında AB pazarı önemli bir yere sahiptir. FAO verilerine göre AB
baharat ürünleri pazarı yaklaşık yılda % 9 oranında bir büyüme ile 310 bin tonun üzerindedir. AB
ülkeleri içinde tüketim oranlarıyla dikkat çeken ülkeler Macaristan, Almanya, Hollanda ve
İngiltere’dir.
Tüketim ve Pazar Bölümleri
Macaristan kırmızıbiber, yenibahar gibi baharat üretimi ile tüketimde de öne çıkmaktadır, Belçika
ve Hollanda ise baharat ürünleri ticaretindeki pozisyonları ile belli bir düzeye ulaşmıştır.
AB pazarında tercih edilen baharatlar bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Örneğin
Akdeniz kıyısındaki ülkelerde kuru baharat yerine daha çok taze baharat ve otlar kullanılmaktadır.
AB ülkelerinde kullanıcılar 3 temel gruba ayrılmaktadır.
1.Sanayi Sektörü
Tüm AB ülkelerinde baharat ve ot kullanımının %35-40 oranındaki tüketimi sanayi tarafından
gerçekleşmektedir. Bu da kullanıma hazır karışımların popülerliğinin artmasıyla açıklanmaktadır. Bir
diğer neden de işlenmiş gıda tüketiminin artmasıdır. İşlenmiş gıdalarda lezzet vermek amacıyla
baharat kullanılmaktadır.
Baharatları sanayi sektöründe kullanımı, et üretimi, gıda işleme, gıda dışı üretim olarak dikkat
çekmektedir.
2.Perakende Sektörü
Her ülkenin exotik yemeklere olan ilgi ve eğilimi farklılık göstermektedir. Ancak perakende
sektörüne ürün tedarik etmek tüketicilerin seçicilikleri, kalite standartlarının yüksekliği nedeni ile
çeşitli zorluklar içermektedir. Ürünlerin sunum şekli görünüm büyük önem taşımaktadır.
Perakende sektörüne baktığımızda göze çarpan tüketici türleri: geleneksel yemek alışkanlıkları
olanlar, yemek yapma konusunda fazla zaman vermeyen daha çok hazır yemeklere yönelenler,
exotic yemekleri tercih edenler, olaya deneysel olarak yaklaşanlar olarak gruplandırılabilmektedir.
Deneysel olarak değerlendirilen grup perakende sektörünü en fazla etkileyen grup olarak
değerlendirilmekte bu alana yenilikler eklemekte ve diğer grupları da etkileyebilmektedir.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
AB BAHARAT ÜRÜNLERİ PAZARI
Ülkemiz tarım ve gıda ürünleri ihracatında dünyada belli bir seviyeye
ulaşmıştır. Ancak kapasitemizin arttırılması ve ihracatımızın sağlıklı gelişiminin
sağlanması için ürün çeşitlendirilmesi, yeni üretim ve teknoloji geliştirme, ürün
adaptasyonu gibi alanlarda çalışmaların arttırılması gerekmektedir.
Global rekabet ve tüketiciyi koruma eğilimleri nedeniyle uluslararası
standartlar üst seviyelere çıkmış, üreticilerin Kalite Gıda Güvenliği, Gıda
Hijyeni, İyi Laboratuar Uygulamaları, Eurepgap, HACCP türü standartlara
uygun üretim yapmaları gündeme gelmiştir. Bu alanda da ihracatçılarımızın
gerekli çalışmaları yürütmesi kaçınılmaz olmuştur.
Ülkemiz baharat ürünleri ihracatında AB pazarı önemli bir yere sahiptir. FAO verilerine göre AB
baharat ürünleri pazarı yaklaşık yılda % 9 oranında bir büyüme ile 310 bin tonun üzerindedir. AB
ülkeleri içinde tüketim oranlarıyla dikkat çeken ülkeler Macaristan, Almanya, Hollanda ve
İngiltere’dir.
Tüketim ve Pazar Bölümleri
Macaristan kırmızıbiber, yenibahar gibi baharat üretimi ile tüketimde de öne çıkmaktadır, Belçika
ve Hollanda ise baharat ürünleri ticaretindeki pozisyonları ile belli bir düzeye ulaşmıştır.
AB pazarında tercih edilen baharatlar bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Örneğin
Akdeniz kıyısındaki ülkelerde kuru baharat yerine daha çok taze baharat ve otlar kullanılmaktadır.
AB ülkelerinde kullanıcılar 3 temel gruba ayrılmaktadır.
1.Sanayi Sektörü
Tüm AB ülkelerinde baharat ve ot kullanımının %35-40 oranındaki tüketimi sanayi tarafından
gerçekleşmektedir. Bu da kullanıma hazır karışımların popülerliğinin artmasıyla açıklanmaktadır. Bir
diğer neden de işlenmiş gıda tüketiminin artmasıdır. İşlenmiş gıdalarda lezzet vermek amacıyla
baharat kullanılmaktadır.
Baharatları sanayi sektöründe kullanımı, et üretimi, gıda işleme, gıda dışı üretim olarak dikkat
çekmektedir.
2.Perakende Sektörü
Her ülkenin exotik yemeklere olan ilgi ve eğilimi farklılık göstermektedir. Ancak perakende
sektörüne ürün tedarik etmek tüketicilerin seçicilikleri, kalite standartlarının yüksekliği nedeni ile
çeşitli zorluklar içermektedir. Ürünlerin sunum şekli görünüm büyük önem taşımaktadır.
Perakende sektörüne baktığımızda göze çarpan tüketici türleri: geleneksel yemek alışkanlıkları
olanlar, yemek yapma konusunda fazla zaman vermeyen daha çok hazır yemeklere yönelenler,
exotic yemekleri tercih edenler, olaya deneysel olarak yaklaşanlar olarak gruplandırılabilmektedir.
Deneysel olarak değerlendirilen grup perakende sektörünü en fazla etkileyen grup olarak
değerlendirilmekte bu alana yenilikler eklemekte ve diğer grupları da etkileyebilmektedir.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
Catering Sektörü
Catering Sektörü
3.Catering Sektörü
Catering sektörü tarafından kullanılan baharat miktarı daha düşük olmakla birlikte artış
göstermektedir. Çalışan kadın sayısındaki artış, insanların yemek hazırlamaya gitgide daha az
zaman ayırmaya yönelmeleri ile dışarıda yemek yeme alışkanlığı artmakta bu da catering
sektörünün baharat kullanımını artıracaktır.
Pazarda Görülen Eğilimler
Çalışan kadın sayısındaki artış ve yoğun sosyal yaşantı, yalnız yaşayan sayısındaki
artış nedeniyle yeme alışkanlıkları da değişiklik göstermekte; hazır yemek, hazır
sos ve baharat karışımlarının kullanımı artmaktadır.
Globalleşme ile birlikte farklı kültürlerle yakınlaşma artmakta ve yeni yemek
alışkanlıkları be türleri ilgi çekmektedir. Egzotik yemeklere olan talep artmakta
marketlerde bu tür hazır yemekler, baharat karışımları, baharat içeren soslar
geniş bir yelpazede sunulmaktadır.
Günümüz tüketicisi 3 öğün yemek alışkanlığından çıkarak az ve sık öğünleri tercih etmekte bu da
ara öğünlerde bazı hazır gıdaların tüketimini beraberinde getirmektedir. Parça pizzalar,
hamburgerler, peynirli krakerler gibi ürünler içerdikleri baharatlar nedeniyle lezzetli bulunmakta
ve de tercih edilmektedir.
Sağlıklı yaşam konusuna tüketicilerin gösterdiği ilgi sağlıklı beslenme ve sağlıklı ürünler tüketme
eğilimini de arttırmaktadır. Tüketici yapay tatlandırıcı ve renklendiricilerden kaçınmaya onun
yerine doğal baharat veya bitkisel karım içeren ürünlere yönelmektedir.
Sektörde ülkemiz üreticileri için birçok fırsat bulunmakla birlikte rekabet de göz ardı
edilmemelidir. İhracatçılarımızın pazarlama stratejilerinde hazır gıda üretimi alanında faaliyet
gösteren potansiyel müşteri grubu yanında, sağlıklı gıda, doğal gıda sektörünü dikkate alması, yeni
otantik karışımlar konusunda çalışmalar yapması önerilmektedir.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
Catering sektörü tarafından kullanılan baharat miktarı daha düşük olmakla birlikte artış
göstermektedir. Çalışan kadın sayısındaki artış, insanların yemek hazırlamaya gitgide daha az
zaman ayırmaya yönelmeleri ile dışarıda yemek yeme alışkanlığı artmakta bu da catering
sektörünün baharat kullanımını artıracaktır.
Pazarda Görülen Eğilimler
Çalışan kadın sayısındaki artış ve yoğun sosyal yaşantı, yalnız yaşayan sayısındaki
artış nedeniyle yeme alışkanlıkları da değişiklik göstermekte; hazır yemek, hazır
sos ve baharat karışımlarının kullanımı artmaktadır.
Globalleşme ile birlikte farklı kültürlerle yakınlaşma artmakta ve yeni yemek
alışkanlıkları be türleri ilgi çekmektedir. Egzotik yemeklere olan talep artmakta
marketlerde bu tür hazır yemekler, baharat karışımları, baharat içeren soslar
geniş bir yelpazede sunulmaktadır.
Günümüz tüketicisi 3 öğün yemek alışkanlığından çıkarak az ve sık öğünleri tercih etmekte bu da
ara öğünlerde bazı hazır gıdaların tüketimini beraberinde getirmektedir. Parça pizzalar,
hamburgerler, peynirli krakerler gibi ürünler içerdikleri baharatlar nedeniyle lezzetli bulunmakta
ve de tercih edilmektedir.
Sağlıklı yaşam konusuna tüketicilerin gösterdiği ilgi sağlıklı beslenme ve sağlıklı ürünler tüketme
eğilimini de arttırmaktadır. Tüketici yapay tatlandırıcı ve renklendiricilerden kaçınmaya onun
yerine doğal baharat veya bitkisel karım içeren ürünlere yönelmektedir.
Sektörde ülkemiz üreticileri için birçok fırsat bulunmakla birlikte rekabet de göz ardı
edilmemelidir. İhracatçılarımızın pazarlama stratejilerinde hazır gıda üretimi alanında faaliyet
gösteren potansiyel müşteri grubu yanında, sağlıklı gıda, doğal gıda sektörünü dikkate alması, yeni
otantik karışımlar konusunda çalışmalar yapması önerilmektedir.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
Dağıtım Kanalları
Dağıtım Kanalları
Baharat ürünlerinin AB’ne girişi ağırlıklı olarak belli başlı ithalatçı ve aracılar tarafından
sağlanmaktadır. Ürünlerin % 85’i işlenmemiş olarak ithal edilmekte AB’ne girişinden sonra pazarın
eğilimlerini ve ihtiyaçlarını değerlendiren ithalatçılar tarafından işleme tabi tutulmaktadır.
İthalatçı ve ürünü işleyen firmalar çok sayıda küçük üretici ile çalışmak yerine yüksek kalite, yüksek
hacim ve düzenli sevkiyat sağlayan firmalarla işbirliği yapmayı tercih etmektedir.
Brokerlar alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek komisyon bazında çalışmaktadır.
Aracı ve ithalatçılar kendi adlarına alım yapmakta ve yüksek hacimli alımları bulunmaktadır.
Dünyanın önemli baharat piyasaları arasında New York, Rotterdam, Hamburg ve Singapur
gelmektedir.
Ürün işleme faaliyeti yapan firmalar ürünü ham olarak almakta ve temizleyerek işlemekte ve
paketlemesini yapmaktadırlar. Bu firmaların merkezi depoları bulunmaktadır. Buradan kurumsal
alıcı ve süpermarketlere dağıtım yapabilmektedirler.
kaynak:http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
sağlanmaktadır. Ürünlerin % 85’i işlenmemiş olarak ithal edilmekte AB’ne girişinden sonra pazarın
eğilimlerini ve ihtiyaçlarını değerlendiren ithalatçılar tarafından işleme tabi tutulmaktadır.
İthalatçı ve ürünü işleyen firmalar çok sayıda küçük üretici ile çalışmak yerine yüksek kalite, yüksek
hacim ve düzenli sevkiyat sağlayan firmalarla işbirliği yapmayı tercih etmektedir.
Brokerlar alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek komisyon bazında çalışmaktadır.
Aracı ve ithalatçılar kendi adlarına alım yapmakta ve yüksek hacimli alımları bulunmaktadır.
Dünyanın önemli baharat piyasaları arasında New York, Rotterdam, Hamburg ve Singapur
gelmektedir.
Ürün işleme faaliyeti yapan firmalar ürünü ham olarak almakta ve temizleyerek işlemekte ve
paketlemesini yapmaktadırlar. Bu firmaların merkezi depoları bulunmaktadır. Buradan kurumsal
alıcı ve süpermarketlere dağıtım yapabilmektedirler.
kaynak:http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
The Spices Market in the European Union
The Spices Market in the European Union
The EU is a main importer of spices and herbs for Turkey. Germany, the Netherlands, the UK,
Spain and France are the leading importers for these products in the EU. Most of the imports
are being re-imported from other EU countries and re-exported to other member countries or
to countries outside the EU.
The main parties involved in the distribution of the spices and herbs are; agents/brokers,
traders/importers, processors, end users which is mainly the industrial sector. The products are
mainly imported in bulk form and following this they are being processed and repacked and
sometimes re-exported in the EU.
The importers have started to move from dealing with many small producers and decide to
deal with companies who have high quality, high volume and consistent products.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
The EU is a main importer of spices and herbs for Turkey. Germany, the Netherlands, the UK,
Spain and France are the leading importers for these products in the EU. Most of the imports
are being re-imported from other EU countries and re-exported to other member countries or
to countries outside the EU.
The main parties involved in the distribution of the spices and herbs are; agents/brokers,
traders/importers, processors, end users which is mainly the industrial sector. The products are
mainly imported in bulk form and following this they are being processed and repacked and
sometimes re-exported in the EU.
The importers have started to move from dealing with many small producers and decide to
deal with companies who have high quality, high volume and consistent products.
kaynak: http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/CC498FA6-ACC6-41A2-B037-BEC2D4545D5E/10290/DEN%C4%B0ZFENER%C4%B0Selma%C3%96ZCAN.pdf
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)